KORKUSUZ KAHRAMANLAR (YILANKIRAN MEHMET)
Tarihin görkemli sayfalarından yansıyan amansız bir mücadele… Ve şerefli bir madalya ile taçlanan muhteşem bir zafer…
Anadolu’nun vatan aşkıyla dolu evlatları, bu şanlı zaferin gizli kahramanlarıydılar. Tankla, topla, tüfekle değil, kazmayla, kürekle, inançla, azimle, birlik ve beraberlikle şanlı bir zafer kazandılar…
Kurtuluş Savaşı’nın gerçek kahramanları ile onlarla aynı ruhu taşıyan roman kahramanlarının bir araya geldiği soluk soluğa bir macera…
Sütçü İmam’ın yanında çalışan on beş yaşındaki Yılankıran Mehmet ve en yakın arkadaşı Ömer, Arslan Bey’in Maraş’ta komuta ettiği Milli Mücadelenin neferleri arasına girmeyi başarırlar. Çocukluk arkadaşları Serem’in de yardımıyla elde ettikleri gizli bir bilgi sayesinde olayların seyri değişir…
Kendini kurtaran bir şehrin, birlik ve beraberlik ruhunun, kahraman bir milletin akıllardan asla çıkmayacak destansı hikâyesi…
…
12 Şubat 1920 Maraş’ın kurtuluşunun tarihi oldu. O gün yorgun halk tüm kayıplarına rağmen meydanlara dökülüp kazandıkları zaferi kutladılar. Abdal Halil o gün çomağını davuluna vurdukça vurdu. Gözü yaşlı analar alkış tuttu.
Kurtuluş Savaşı’nın bu ilk zaferi Anadolu’da da büyük bir coşku oluşturdu. Tüm yurtta bayram havasında kutlandı.
Günler sonra Ankara’dan gelen bir telgrafla, madalya verilmek üzere Maraş Milli Mücadelesine katılanların listesi istendi. Şehrin ileri gelenleri toplandılar ve istişare sonucunda Ankara’ya şu cevap gönderildi:
“Maraş’ta Milli Mücadeleye katılmayan tek bir fert bile yoktur!”
Roman - Macera Kurgu / 144 Sayfa / 10 Yaş ve Üzeri
Editörün Notları
• Gerçek hayattan kahramanların yanı sıra genç okurların empati kurabileceği kurgu karakterlerle zenginleştirilmiş bir metin…
• Vatan sevgisi, gerçek kahramanlık, kendi tarihini merak, okuma ve öğrenme konularında farkındalık ve genel kültür alt yapısı oluşturan bir eser.
Rabia Tunç
Almanya’nın Bremen şehrinde doğdu. Ülkesine geldiğinde kozasından çıkan kelebek gibi kanatlandı. Sonra kitap bahçelerinde uçtu, rengârenk sayfalara kondu. On yedi yaşındayken babası, kızını kıramayıp ilk çalışmasını kitap olarak yayımlattı. Üniversitede sosyoloji okudu. Diyanet İşleri’ne bağlı olarak üç yıl okullarda gönüllü eğitmenlik yaptı. Sonra evlendi. Zişan, Hatice Kübra ve Ahmet Said’in annesi oldu. Onlarla birlikte oyunlar oynayarak büyüdü. Çocuklarıyla kendi hikâye koleksiyonlarını oluşturdu. Çocuk kitapları yazdı. Makale ve öykü dalında birincilik ve üçüncülük ödülleri aldı. Okullarda etkinlikler ve atölyeler gerçekleştirdi. Bir anaokulunda yöneticilik yaptı. Halen okumaya, araştırmaya, merak etmeye ve kurguların dayanılmaz gücü karşısında kaleme teslim olarak romanlar yazmaya devam ediyor. Bir de duvarlara çizimler yapıyor.